JİNEKOLOJİDE LAZER TEDAVİSİ

JİNEKOLOJİDE LAZER TEDAVİSİ

Jinekolojik lazer tedavileri son yıllarda hem fonksiyonel hem de estetik amaçlarla giderek daha fazla gündeme gelmektedir. Özellikle vajinal kuruluk, idrar kaçırma, doğum sonrası gevşeme, vajinal daraltma ve genital bölge estetik uygulamalarında non-invaziv veya minimal invaziv bir seçenek olarak sunulmaktadır.Bu makalede jinekolojide lazer tedavisinin temel prensiplerini, kullanım alanlarını, avantaj ve sınırlılıklarını güncel literatür ışığında özetleyeceğiz.

1. Lazer teknolojisinin temel prensibi

Lazer, tek dalga boyunda ve hedef dokuya odaklanabilen yoğunlaştırılmış bir ışık enerjisidir. Jinekolojide kullanılan başlıca lazer tipleri:

  • CO₂ lazer (fraksiyonel veya non-fraksiyonel)

  • Er:YAG (Erbiyum-YAG) lazer

Bu lazerler, vajinal mukozada ve alttaki kollajen dokuda kontrollü ısı hasarı oluşturarak dokunun kendini yenilemesini, kollajen ve elastin sentezinin artmasını hedefler. Bu süreç sonucunda:

  • Doku elastikiyeti artar

  • Vajinal epitel kalınlaşabilir

  • Kanlanma ve nemlilikta artış görülebilir

Bu biyolojik etkiler, hastanın şikâyetlerine göre klinik iyileşmelere yansıyabilmektedir.


2. Başlıca endikasyonlar

2.1. Vajinal atrofi / Genitoüriner menopoz sendromu

Menopoz sonrası östrojen azalmasına bağlı vajinal kuruluk, yanma, ağrı, ilişki sırasında acı ve sık idrar yolu enfeksiyonları görülebilir. Bu tabloya “genitoüriner menopoz sendromu (GSM)” denir.

  • Lazer tedavisinin amacı; vajinal mukozayı kalınlaştırmak, nemlenmeyi artırmak ve pH dengesini iyileştirmektir.

  • Özellikle östrojen kullanamayan veya kullanmak istemeyen kadınlarda alternatif bir seçenek olarak gündeme gelmektedir.

Bazı çalışmalarda hastaların ağrı, kuruluk ve yaşam kalitesi skorlarında anlamlı düzelme bildirilmiştir; ancak uzun dönem etkinlik ve güvenlik açısından daha fazla randomize kontrollü çalışmaya ihtiyaç olduğu vurgulanmaktadır.

2.2. Vajinal gevşeme sendromu

Normal doğumlar, büyük bebek, travmatik doğum, yaşlanma ve bağ dokusu zayıflığına bağlı vajinal gevşeme; cinsel tatminde azalma ve “genişliğe bağlı” rahatsızlık hissi ile sonuçlanabilir.

  • Lazer tedavisi, vajen duvarında kollajen yeniden yapılanmasını uyararak sıkılaşma hissini artırmayı hedefler.

  • Cerrahi vajinoplasti gibi daha invaziv işlemlere göre iyileşme süresi kısa ve komplikasyon riski daha düşüktür.

  • Ancak cerrahi kadar dramatik anatomik değişiklik beklenmemelidir; daha çok fonksiyonel ve subjektif bir iyileşme söz konusudur.

2.3. Hafif stres tipi idrar kaçırma

Öksürme, hapşırma, gülme ile artan hafif stres üriner inkontinans olgularında, vajen ön duvarına uygulanan lazer ile destek dokusunun güçlendirilmesi hedeflenir.

  • Literatürde küçük ve orta ölçekli çalışmalarda iyileşme bildirilse de;

  • Bu endikasyonda da uzun dönem sonuçlar ve cerrahiyle karşılaştırmalı veriler henüz sınırlıdır.

2.4. Genital estetik işlemler

Lazer teknolojisi aynı zamanda:

  • Labial küçültme (labioplasti)

  • Pigmentasyon azaltma (renk açma)

  • Vulvar bölgedeki bazı benign lezyonların (örneğin kondilomların) ablasyonu

gibi estetik veya fonksiyonel amaçlı cerrahi/non-cerrahi işlemlerde de kullanılmaktadır. Lazer kullanımı, klasik bistüriye göre kanama kontrolü ve doku hassasiyeti açısından avantaj sağlayabilir; ancak deneyimli ellerde uygulanması şarttır.

2.5. Servikal ve vajinal lezyonlar

Lazer aynı zamanda:

  • Servikal intraepitelyal neoplazi (CIN) lezyonlarının ablasyonunda

  • Bazı benign vajinal lezyonların tedavisinde

seçili olgularda kullanılabilir. Bu endikasyonlarda uygulama, onkolojik prensiplere hâkim, ileri seviye deneyime sahip jinekologlar tarafından yapılmalıdır.


3. Uygulama süreci ve seans planlaması

Lazer vajinal yenileme ve benzeri işlemler çoğunlukla poliklinik koşullarında gerçekleştirilir:

  • İşlem süresi genellikle 10–20 dakika arasındadır.

  • Çoğu olguda anestezi gerekmez veya sadece yüzeysel anestezik krem kullanılır.

  • Hastalar işlemden hemen sonra günlük yaşamlarına dönebilirler.

  • Genellikle 3–4 hafta arayla 2–4 seans önerilir; gerekirse takip yıllarında “hatırlatma” seansı planlanabilir.

Seans sayısı ve aralığı; kullanılan cihaz, endikasyon ve hastanın klinik durumuna göre değişir. Bu plan mutlaka hastayı değerlendiren hekim tarafından kişiye özel belirlenmelidir.


4. Avantajlar

  • Non-invaziv veya minimal invazivdir. Cerrahi kesiler, dikişler ve genel anestezi çoğu zaman gerekmez.

  • İyileşme süresi kısadır. Hastalar genellikle aynı gün normal aktivitelerine devam edebilir.

  • Ofis şartlarında uygulanabilir. Hastanede yatış gerektirmez.

  • Çoklu şikâyete yönelik fayda potansiyeli (kuruluk, gevşeme hissi, hafif inkontinans vb.) mevcuttur.

  • Tekrarlanabilir. Gerek görüldüğünde, uygun aralıklarla ek seanslar planlanabilir.


5. Olası komplikasyonlar ve riskler

Her tıbbi girişimde olduğu gibi jinekolojik lazer tedavilerinin de yan etki ve riskleri olabilir:

  • İşlem sonrası birkaç gün sürebilen:

    • Hafif yanma, batma hissi

    • Sulu veya hafif kanlı vajinal akıntı

    • Hafif ödem ve hassasiyet

  • Nadiren:

    • Enfeksiyon

    • Şiddetli yanık, skar dokusu

    • Vajinal daralma veya cinsel ilişkide ağrı (disparoni)

    • Duyusal değişiklikler

Riskler; kullanılan cihaz, ayarlar, uygulanan bölge, işlem sıklığı ve en önemlisi hekimin deneyimi ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle lazer işlemleri, ilgili eğitimi almış ve bu alanda tecrübesi olan uzman jinekologlar tarafından yapılmalıdır.


6. Kontrendikasyonlar

Aşağıdaki durumlarda lazer tedavisi uygun olmayabilir veya ertelenmesi gerekebilir:

  • Aktif genital enfeksiyon (vajinit, servisit vb.)

  • Tanı konmamış vajinal kanama

  • Şüpheli veya doğrulanmış premalign/malign genital lezyon

  • Gebelik

  • Ağır sistemik hastalıklar veya iyileşmeyi bozacak durumlar

  • Son dönemde geçirilmiş genital cerrahi (iyileşme tamamlanana dek)

Her hasta için öncesinde ayrıntılı jinekolojik muayene ve gerekirse smear, HPV testi, ultrason gibi tetkikler yapılmalıdır.


7. Kanıt düzeyi ve tartışmalar

Jinekolojide lazer tedavisi; pazarlama ve hasta talepleri açısından önemli bir ivme kazanmış olsa da, bilimsel camiada halen tartışmalıdır:

  • Birçok çalışma, hasta memnuniyeti ve semptom skorlarında kısa dönem iyileşmeler bildirse de;

  • Çalışmaların bir kısmı küçük örneklemli, kontrollü olmayan veya kısa takip sürelerine sahiptir.

  • Bazı uluslararası dernekler, özellikle menopoz sonrası vajinal atrofi için lazerin kısa ve orta vadede umut verici olduğunu, ancak henüz hormon tedavisi gibi standart tedavilerin yerine geçebilecek düzeyde kanıt birikmediğini vurgulamaktadır.

  • Uzun dönem güvenlik verileri (5–10 yıl ve üzeri) sınırlıdır. Bu nedenle lazer, çoğu kılavuzda “alternatif/ek seçenek” olarak değerlendirilmekte, mutlak standart tedavi olarak görülmemektedir.

Bu nedenle hastalara; lazerin potansiyel faydaları kadar kanıt düzeyinin sınırlılıkları ve maliyet boyutu da şeffaf şekilde anlatılmalıdır.


8. Sonuç

Jinekolojide lazer tedavisi, özellikle:

  • Menopoz sonrası vajinal kuruluk ve fonksiyonel sorunlar

  • Vajinal gevşeme hissi

  • Hafif stres tip idrar kaçırma

  • Genital estetik ve bazı benign lezyonların tedavisi

alanlarında giderek daha fazla kullanılan modern bir yöntemdir. Non-invaziv oluşu, kısa iyileşme süresi ve yüksek hasta konforu önemli avantajlarıdır.

Bununla birlikte:

  • Her hasta için uygun olmayabilir,

  • Deneyimli uzman gerektirir,

  • Etkinlik ve güvenlik konusunda uzun dönem, yüksek kalitede çalışmalara ihtiyaç vardır.

Sonuç olarak, lazer tedavisi düşünen hastaların mutlaka jinekoloji ve/veya jinekolojik estetik konusunda deneyimli bir uzman hekim tarafından değerlendirilmesi, mevcut şikâyetler, alternatif tedavi seçenekleri, beklentiler ve olası riskler detaylı şekilde konuşulduktan sonra karar verilmesi en doğru yaklaşım olacaktır.

UZM.DR.METİN ÇAKIR ANLATIYOR
DİYETİSYEN BUSE TOPÇU ANLATIYOR